İlgili Sonuçlar

• iyice (adv.)
  جيدا
  daha fazlası ...
• fayda (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• itiyat (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• tarif etmek
  عَرَّفَ
  daha fazlası ...
• tanımak
  عَرَفَ بـ
  daha fazlası ...
• bilmek (v.)
  عرف
  daha fazlası ...
• örf
  عُرْفٌ {ج أعراف}
  daha fazlası ...
• kullanma (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• parfüm (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• görenek
  عُرْف
  daha fazlası ...
• tanımak (v.)
  عرف
  daha fazlası ...
• pratik (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• yele
  عرف
  daha fazlası ...
• kullanış (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• öğütlemek (v.)
  عرف
  daha fazlası ...
• anane (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• adet (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• töre
  عُرْفٌ {ج أعراف}
  daha fazlası ...
• iyilik (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• aroma (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• edeb
  عُرْف
  daha fazlası ...
• kural (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• tanımlamak (v.)
  عرف
  daha fazlası ...
• tarak (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• karakteristik (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• ibik (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• gelenek (n.)
  عرف
  daha fazlası ...
• gelenek
  اَلْعُرْف
  daha fazlası ...
• göreneksel (adj.)
  متمسك بالعرف
  daha fazlası ...
• diplomatik teâmül
  عرف دبلوماسي
  daha fazlası ...

örneklerde

• - Her yeri biliyor muydu? - Elbette.
  وعرف المكان جيدا؟ - بالتأكيد -
• Birkaç kasaba sonra bildiğim muhteşem bir yer var.
  انا عرف مكان جيداً فقط على بعد مدينتين