örneklerde
  • Herkes ruhen yıkıktı.
    انهار الجميع-
  • Çünkü yıkık dökük halde.
    لأنّه متداعي
  • Yıkık bir harabe.
    خرابة مهجورة
  • Kapalı yollar, yıkık ağaçlar olacaktır.
    هنالك طرق مغلقة بسبب الأشجار الساقطة
  • 2'de yıkık manastırın arkasında.
    مبارزة. مقابلتي وراء الدير في 2:00.
  • Buzdolabı satıcısı, yıkık bir evlilik.
    أنا مندوب مبيعات برادات ورجل مطلق
  • Saat 1 yönündeki yıkık duvarda!
    فتحة الحائط التي بها البندقية متطابقة مع الواحدة من عقارب الساعة
  • Burası oldukça yıkık dökük bir durumda.
    هذا المكان تقريبا مدفئ
  • Şimdi yıkık dökük başka bir salonda oynuyoruz.
    و الآن علينا أن نلعب بالصالة القديمة الخربة
  • Potomac'ın karşı kıyısında yarı yıkık Pentagon vardı.
    عى البعد منهما،عبر البوتوماك كان مبنى البنتاجون في دمار جزئى