Risultati Correlati

• araklamak
  سَلْب
  altro ...
• palet
  سَلَب
  altro ...
• olumsuzluk (n.)
  سلب
  altro ...
• çalmak (v.)
  سلب
  altro ...
• inkar (n.)
  سلب
  altro ...
• talan
  سَلْبٌ
  altro ...
• avanta (n.)
  سلب
  altro ...
• yağmalamak
  سَلَبَ {[ُ سَلْبًا]}
  altro ...
• soygun (n.)
  سلب
  altro ...
• ödül (n.)
  سلب
  altro ...
• yağma (n.)
  سلب {ج أسلاب}
  altro ...
• hakların alınması
  سلب الحقوق
  altro ...
• dolandırmak (v.)
  سلب بالاحتيال
  altro ...
• derman
  قُوَّة
  altro ...
• gücüne gitmek
  قُوَّةٌ
  altro ...
• erk (n.)
  قوة
  altro ...
• fors
  قُوَّة
  altro ...
• kudret (n.)
  قوة
  altro ...
• güç (n.)
  قوة
  altro ...
• erke
  قُوَّة
  altro ...
• enerji
  قُوَّة
  altro ...
• hal
  قُوَّة
  altro ...
• takat (n.)
  قوة
  altro ...
• vasıta (n.)
  قوة
  altro ...
• kuvvet (n.)
  قوة
  altro ...
• kuvvetlilik (n.)
  القوة
  altro ...
• zor (n.)
  قوة
  altro ...
• yoğunluk (n.)
  قوة
  altro ...
• fakülte (n.)
  قوة
  altro ...
• gösteriş
  عَرْضُ لِلْقُوَّة
  altro ...

esempi

• Cezalandırma değil, güç kavgası.
  ليست عقوبة بل سلب قوة
• - Plakaları aldılar mı? - Ben bu dolaptan bahsediyorum!
  أخـذوا لـوحـتك ؟ - ! أتـحـدث عـن الـسـلب بـالـقـوة -
• Çok eksi bir yaşam enerjisi.
  قوة حياه سلبيه جدا
• Tüm yaptıklarına rağmen, hala hemşiresin... ...insanlara önem vermek için yemin ettin.
  سلب القوة من النساء اخفاء ذعرك انت تخبر صديقاتك انك لا تستطيع النوم معهم
• Eğer onunla konuşturmazsak... ...basından ciddi bir geri tepme yiyeceğiz.
  سنواجه رد فعل سلبي قوي من الصحافة إذا لم نجعلها تتحدث إليهم قريباً
• Negatif eğlence potansiyeliyle uğraşıyoruz.
  .إننا نتعامل مع قوات سلبية للهواية
• Bunlar sezgisel ağrılar. Burada negatif bir enerji var.
  هذا صداع روحي إنه نوع من القوة السلبية
• Başkanı negatif enerji bombardımanına tutan makineler.
  ألات قادرة على الإنفجار والتحكـّم في القوى السلبية
• Gereksiz boşluğun gücünden faydalandım, eksik olanın güzelliği...
  إستعملتُ قوَّةَ الفضاءِ السلبيِ، جمال الذي يَتغيّبُ عنه.
• Bence bu negatif enerjiyi... ...pozitif birşeylere dönüştürmek için... iyi bir fırsat.
  لأنني أعتقد بأنّها فرصة عظيمة بتحفيز مسار تلك القوة السلبية إلى شيء إيجابي