خَسَرَ {[َ خَسْرًا]}
esempi
  • Zararlarımı telafi etmek için.
    شئ مثل هذا اُريد تعويض خسائري
  • Zararlarımı telafi etmek için.
    شىء من هذا القبيل، إنهُ فَقط .مُحاولة تعويض الخسائر كَما تعلم
  • Bu gibi durumlarda zararı telafi etmek zordur.
    لكن لا توجد طريقه فعليه للتعويض فى قضايا مثل هذه
  • Zararı telafi etmek için çok geç değil.
    لم يْفت الأوان لأصلاح الخطأ
  • Zarar tazmin etmek bir oyun değildir.
    تقوم بالتعويض أليس هذا ممتعا!
  • Zararını telafi etmek için cömert bir teklif sunmuştuk.
    لقد قدمنا لك تعويضا سخيا للأذى الذى تسببنا به
  • O da zararını telafi etmek için sizden para koparacak.
    ويحاول نهب الاموال منكم ايها الازواج
  • Şeker kamışından doğan zararımı telafi etmek için öküz sürümü sattım.
    أنا بعتُ مجموعة من الجاموس لكي أغطي .خسارة مزرعة قصب السكر
  • O da zararını telafi etmek için sizden para koparacak.
    وهو يبتزكما لتعويض خسارته
  • Fakat artık herşey zararı kontrol etmek ile ilgili.
    ولكن هذا جيد للتحكم بالمخاطر