esempi
  • Taraf tutmak istemediğimi biliyorsun.
    كانت ستعتقد بأني الى جانبك
  • Nakliye işinde taraf tutmak olmaz.
    في مصنع الشحن لا يمكننا أن نتخذ .قراراتنا
  • Sonunda bir taraf tutmak zorundasın.
    في النهايـة لابد أن تنضميـن لأحد الجانبيـن
  • Emily'nin tarafını tutmakla iyi etmişiz.
    ...اعتقد ان ترتيبنا ناجح...
  • Bu konuda şeytanın tarafını tutmak zorundayım.
    سأؤيد الشيطان في هذا
  • Diğerlerinin tarafını tutmak için çok acele ediyoruz.
    نحن جميعاً سريعون في القفز على العربة
  • Onu bizim tarafımızda tutmak yararımıza olacaktır.
    أظنها تستحق إبقائها في الخارج
  • Taraf tutmakla neyi kastediyorsun? Öyle değil.
    من أخذ صف من ؟ إنه ليس كذلك ؟
  • Doktorun tarafını tutmak diye bir şey yok.
    .إنسى حكم الطبيب .إنه غير موجود
  • Birisi bu sokaktaki ürkütücü sapıkların tarafını tutmak zorunda.
    لابد لأحدهم أن يقف أمام الرجل الغامض