esempi
  • Sistematik çalışıyor.
    انه يدرسه انه يعرف كل تفاصيله
  • Yokedici sadece sistematik çalışıyordu.
    كان المدمر منظم
  • Düzenli olarak sistematik olarak.
    بشكل منهجي، منظّم.
  • Bu sistematik bir sürü.
    .تماماً كسرب منتظم
  • Sistematik bir şekilde yakalanıp hapsedilmişler.
    .لقد ألقي القبض عليهم واحداً واحداً
  • Yok Edici sadece sistematik davranıyordu.
    وكان (المبيد) يتصرف بطريقة نظامية فحسب
  • Yok edici sadece sistematik çalıştı.
    وكان (المبيد) يتصرف بطريقة نظامية فحسب
  • Yok edici sadece sistematik çalıştı.
    وكان "الناهى" يتصرف بطريقة نظامية فحسب
  • Sistematik, kötü niyetli ve evrensel.
    إنه أمر خبيث وتراكمي .. وعالمي
  • Sonunda sistematik bir şekilde düzenleniyor..
    ... وأخيراً أصبح لدينا نظام مركزى