esempi
  • -Bana sarkıntılık etti. -Ne?
    جاء لي - ماذا؟ -
  • Sarkıntılık ettiğini söylemişti.
    لانها اخبرتنى انك ذهبت لها
  • - Ona sarkıntılık et demedim!
    ،قلت لك أبهرها ! لا أن تتحرش بها
  • Sarkıntılık etmiş, Majeste.
    .تحرش بها ، صاحب الجلالة
  • Babamın, anneme sarkıntılıkları hariç.
    باستثناء كيف أن والدي مهووس بأمي
  • Seni polise sarkıntılıktan tutukluyorum.
    انا سأقوم بالقبض عليك بتهمة ازعاج السلطات
  • Bana sarkıntılık etti.
    لقد قام بحركة معي
  • Paolo bana sarkıntılık etti.
    باولو قام بحركة معي
  • Bana sarkıntılık etmeye başladı.
    لم نستطع إنهاءه.. لقد بدأت بالتحرش بي
  • Evimizi gösterirken sarkıntılık etmeye çalışmıştı.
    ،حاول أن يضع يديه على ..عندما كنت أوريه منزلنا