سحر {[سحرا]}
esempi
  • Büyülemekle meşhur olmadım hiç.
    لم أكن أبداً مشهوراً بسبب سحري
  • Eğlendirmek. Cezbetmek. Büyülemek.
    حوّلْه. إخدعْه. إسحرْه.
  • "Sizi büyülemek istiyoruz."
    «نريد أن نسحرك."
  • "Sizi büyülemek istiyoruz.'
    «نريد أن نفتنك."
  • Büyülemekten bahsetmişken, voodoo dövmeli taşak ısırıcı fahişeyi gördün mü?
    بالتحديث عن القتل، أرأيتَ تلكَ الساقطة ذات أوشام السحر الأسود؟
  • Sen insanları büyülemek istiyorsun, Tanrı aşkına onları uyutmak değil.
    أنت تحاول إبهار الناس و لست تحاول تنويمهم، بحق السماء
  • 'Ve sen büyülemek için her ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak degiliz,' dediler.
    وقالوا مهما تأتنا به من آية لتسحرنا بها فما نحن لك بمؤمنين
  • Ve dediler ki : " bizi büyülemek için ne kadar mu ' cize getirirsen getir , biz sana inanacak değiliz ! "
    « وقالوا » لموسى « مهما تأتنا به من آية لتسحرنا بها فما نحن لك بمؤمنين » فدعا عليهم .
  • Bizi büyülemek , kandırmak için hangi delili gösterirsen göster demişlerdi , biz sana inanmayacağız .
    « وقالوا » لموسى « مهما تأتنا به من آية لتسحرنا بها فما نحن لك بمؤمنين » فدعا عليهم .
  • Şunu da söylediler : " Bizi büyülemek için , bize istediğin kadar ayet getir . Sana inanmayacağız . "
    « وقالوا » لموسى « مهما تأتنا به من آية لتسحرنا بها فما نحن لك بمؤمنين » فدعا عليهم .