les exemples
  • Sizi mahcubiyetinizden kurtarmak için. - Mahcubiyet mi? - Evet.
    إحراج؟ .كاثرين)، لقد خُدعتي)
  • Ama mahcubiyetimden de gelmedim.
    ولكنى لم أتى اليك خالى اليدين
  • Mahcubiyet ile bağlıdır
    يرتبط بالخجل
  • Yeteneklerinden asla mahcubiyet duyma, Edward.
    (لا تخجل من إمكانياتك أبداً يا (إدوارد
  • Şey, onlar... tuhaf bir mahcubiyet takınırlar.
    حسنا ,انهم يكونون في مشهدا مثير للشفقه
  • Mahcubiyet, utanç, kıskançlık... ...ve alışmadığım birkaç duygu daha yüzünden.
    الإحراج، الخجل، الغيرة، ربّما مشاعر .أخرى لم أعتاد الشعور بها
  • Şimdi, eğer bu sende asabiyet ya da... ...mahcubiyet yaratıyorsa... ...bu benim umurumda değil.
    و الآن، إن كان هذا مصدر ضيق أو إحراج لك فلا يهمني
  • Sorun şu ki, politik mahcubiyet potansiyeli... ...bu iş sonuçsuz kaldıkça artıyor.
    المشكلة هي إمكانية الإحراج السياسي مما يزيد مدة تعطيل هذا الشئ بدون نتائج
  • Babamın kibri, neden olduğu acıyı yok saymasına yardımcı oluyordu. Genç bir metresin utancı ve mahcubiyeti içindeki annemse bu riyakarlıkta onun işbirlikçisiydi.
    والأم بالعار