les exemples
  • Rekabeti körüklemek istemiyorum.
    انه لا يستطيع دخول المنافسة
  • Ve arzularını körüklemek için.
    ولجلب الرغبة
  • Yaratıcılığımı körüklemek için öfkeyi kullandım.
    أعتقدت أنني لن أري هذا الجاكيت مرة أخري
  • Bu dedikoduları körüklemek mi istiyorsun?
    وانت تريد ان تؤكد تلك الشائعات؟
  • Bir şeyleri körüklemek istemem ama...
    حسنا,تعرفين أكره إثارة المشاكل
  • Jesminder'in umutlarını körüklemek gibi bir niyetim yok.
    (لا أريدك أن تعلّق (جيسمندر بالآمال الزائفة
  • Evet, ama ateşi körüklemekte bir sakınca yoktur.
    نعم ولكن لا ضرر إذا ما جعلناها نيران
  • Yapmak istediğimiz son şey bunu körüklemek olur.
    آخر ما نريده هو تصعيد الوضع
  • Brackett, tehlikeli bir durumda... ...tehlikeyi körüklemekten çekinmedi.
    .. المراسل ماكس براكيت ، ربما يكون زاد الخطر... ..في وضع حرج بالفعل.
  • Birisi düşmanlığı körüklemek için Huff'ı öldürdü.
    .شخص ما قتل (هوف) لإعادة العداء