extended Results

• kıymak (v.)
  فرم
  more ...
• kırıtmak (v.)
  فرم
  more ...

Examples

• Bay Fromm! Bay Fromm!
  سيد فرام! سيد فرام
• - Yaratığın. - Wolfram & Hart'ın içinde.
  -- الوحش. -- داخل فرام وهارت.
• Bunu yapabilecek odun öğütücüyü araştıracağım.
  أعتقد أن فرامة خشب فعلت هذا
• Ayrıca, odun makinesi olasılığını hariç tuttum. Nasıl? Dönen bıçaklar, paralel ve eşit aralıklı kırıklar yaratırdı.
  بالكسور واستبعدت احتمال فرامة الخشب كيف؟
• Şimdiki temsilci seçimi kazandığını iddia ediyor. Adı da... – Coffroth. – Evet o. – Coffroth.
  ... فى القتال قابلت واحداً يُدعى - ( كالفرام ) -
• Hayır, Wolfram and Hart isterdi, ama artık bir önemi yok.
  لم فرام رقم وهارت , ولكن لا يهم بعد الآن.
• - Biraz oturabilir miyim? - Bir sandalye çek ya da kâğıt öğütücüye otur.
  - هل بإمكاني الجلوس لدقائق؟ - بالطبع، اسحب كرسيّ واجلس. أو اجلس على فرامة الورق.
• Bir varmış,bir yokmuş, boktan bir kasabanın hemen yakınında... ...birbirlerine aşık, bir oduncu ile bir beyaz cadı yaşarmış.
  ذات مرة في بلدة قذرة كان هناك مزارع وقع في فرام ساحرة بيضاء
• FBI bunun sorumlularını bulmakla yükümlü olduğu halde... ...bugüne kadar bu konuda hiçbir şey yapmadı.
  إعتقدوا أن سجلات تحركاتهم لا يمكن تتبعها بعد تحطم الحاسب الخادم، ماين فرام بعد تحليلهم، سلمت كونفار النتائج إلى مكتب التحقيقات الفدرالى