No exact translation found for "اِكْتِظاظ"



Examples
  • On blok boyunca trafik sıkışık.
    اكتظاظ في الشوارع
  • Buna inanabiliyor musun?
    بسبب الاكتظاظ، أتصدّق ذلك؟
  • Trafik kilitlendi.
    اكتظاظ في الشوارع
  • Boşa yer kaplamıyorlar.
    أحفظها عن الإكتظاظ
  • Aşırı kalabalık ve bütçe kesintileri, çömez!
    الاكتظاظ وتقليص الميزانية أيتها المستجدّة
  • Yoksulluk aşırı nüfusun bir sonucudur.
    هذا الفقر بسبب الاكتظاظ السكاني.
  • Aşırı nüfus, eğitim eksikliğinin bir sonucudur.
    الاكتظاظ السكاني بسبب نقص التعليم
  • İçerisi çok kalabalık oldu diye salmışlar.
    ..لقد خرج من السجن بسبب الاكتظاظ
  • Bütün pisliği göreceksin, tıka basa kalabalığı... ...marketlerdeki yığınları...
    ،سترى كل القذارة والاكتظاظ ،الزحام في المجمعات
  • Belkide benim amacım insanları daha az şişman yapmaktır.
    ربما كان هدفي في الحياة التخفيف من اكتظاظ وقرف الأشياء