related Results

• akış (n.)
  تدفق
  more ...
• akmak (v.)
  تدفق
  more ...
• üşüşme (n.)
  تدفق
  more ...
• fışkırmak (v.)
  تدفق
  more ...
• kan basıncı
  ضُغط الدَّم
  more ...
• basın (n.)
  ضغط
  more ...
• tazminat davası
  ضَغْط
  more ...
• sıkıştırmak
  ضَغَطَ {[َ ضَغْطًا عَلَ}
  more ...
• sıkışmak (v.)
  ضغط
  more ...
• itiş (n.)
  ضغط
  more ...
• tansiyon (n.) , {med.}
  ضغط الدم {طب}
  more ...
• sık boğaz etmek
  ضَغَطَ {[َ ضَغْطٌ عَلَى}
  more ...
• stres (n.)
  ضغط
  more ...
• matbaa (n.)
  ضغط
  more ...
• depresyon
  ضغط
  more ...
• kudret (n.)
  ضغط
  more ...
• cendere (n.)
  ضغط
  more ...
• baskı (n.)
  ضغط
  more ...
• zorlama (n.)
  ضغط
  more ...
• tazyik (n.)
  ضغط
  more ...
• sıkıştırma (n.)
  ضغط
  more ...
• basınç (n.)
  ضغط
  more ...
• zor (n.)
  ضغط
  more ...
• ivedi (n.)
  ضغط
  more ...
• gerginlik (n.)
  ضغط
  more ...
• kuvvet (n.)
  ضغط
  more ...
• toplumsal baskı
  الضَغَطُ الاجتماعي
  more ...
• nüfus baskısı
  ضغـــط سكاني
  more ...
• hava basıncı
  ضغط الْهَوَاء
  more ...
• basınç düşmesi
  انخفاض الضغط
  more ...

Examples

• Tansiyonu ve nefes alıp vermesi normal.
  الضغط وتدفق الدم طبيعي
• Buraya bastır. Kanamayı yavaşlatacaktır.
  الضغط للأسفل سيحد من تدفق الدم
• Çok saçma. burda seattle da bir adamın öldüğünü taşaklarını kesildiğini ve kıyma makinasında doğrandığı yazıyor.
  ."أسقطوا "الباروميتر .درجة الحرارة دافئة نحن نتجه نحو .تدفق ضغطِ عاليِ