Examples
  • Beni bu hoşnutsuzluklardan kurtarın.
    أخبرني بالأخبار السيئة
  • Daha güvenlisi. Hoşnutsuzluk.
    " أو أكثر أمنا ... " غيرُ راضٍ
  • Kampımıza hoşnutsuzluk getirdin.
    لقد تسببت بالاختلاف .داخل معسكرنا
  • Umarım hoşnutsuzlukla karşılamıyorsundur.
    أتمنى من ألا تتخوف منه كثيراً
  • Bir hoşnutsuzluk sezdim sanki...
    .لا يبدو أنّ محبوباً فُقد هناك كما أرى
  • Hoşnutsuzluğunun sebebi siz değilsiniz.
    أنتم لستم موضع تعاسته
  • Fefe, derin bir hoşnutsuzluk hissediyorum.
    فيفي , اشعر بإستياء غريب في داخلي
  • Gözlerinizdeki şaşkınlık ve hoşnutsuzluğu görebiliyorum.
    أرى تفاجأً وإستياءً .في عينيك
  • Yönetimde bir hoşnutsuzluk var, Finch.
    يبدو أن هناك بعض الإستياء .(في الرتب يا (فينش
  • - Hoşnutsuzluk deneyiminiz mi var? - Hayır. Çok rahatım.
    ربما علي الذهاب - ربما عليك ذلك -