Examples
  • Kısalığından bahsediyordum.
    أعنى عندما قلت أنك قصير
  • Şu okun kısalığına baksana.
    انظر كم هو صغير السهم
  • - Nefes kısalığı. - Bu çok saçma.
    ضيق تنفّس - هذا سخف -
  • Ama boyumun kısalığını, şeyle kapatıyorum...
    ...لكن، حتى لو كنت صغير الحجم سوف أعوض ذلك بـ
  • Kısalık , donukluğa karşı koruma sağlamaz.
    .يدل على أن الإيجاز لا يفيد عموماً هولمز) يقصد نظام موقع تويتر)
  • Cenazeler bana her zaman hayatın kısalığını hatırlatırlar.
    حسناً (سام) فهمت أنتِ تفوزين
  • Boyunun kısalığına bakılırsa, uzun zamandır çalışmıyor olmalı.
    و بناءً على حجمها المشكلة موجودة منذ فترة
  • Kısalığı acı verici. Duygusal bir konu.
    .بليغ في إيجازه
  • Bu kısalığı telafi etmem gerektiğini anlamanız gerekiyor.
    لستَ بحاجةً لطبيبً نفسي كي تُدرِكَ بأن عليكَ تعويضُ ذلِكَ
  • Buna Charlie'nin kısalığını ve bacaklarındaki asimetriyi de eklersek.
    هذا و بالإضافة لقصر قوام تشارلي و الطول الغير متناسق لقدميه