Examples
  • - Elverişli.
    هذا أمر مريح
  • Yıkılmaya elverişli.
    انه أملس بصدق يوجد شقوق بالدور الأرضي
  • Elverişli mi?
    ماذا تعني بأنه مريح ؟
  • Çok elverişli.
    معدات الاشعه السينيه مريح بشكل رائع
  • - Oldukça elverişli. - Ne için elverişli?
    - مناسب جدا - مناسب لأى غرض ؟
  • Bunun için elverişli... ...elverişli...olmadığını... ...biliyorsun?
    ... عندما تعرف أنت أنك ... لست ... بدرجة كبيرة
  • Bunun için elverişli... ...elverişli...olmadığını... ...biliyorsun?
    ... عندما تعرف أنت أنك ... لست ... بدرجة كبيرة كافياً؟
  • Bozulmaya elverişli değilsin.
    غير قابل للإفساد للأسف
  • Bölgenin koşulları yangına elverişli.
    أين كنت بحق الجحيم؟
  • Odalar oldukça kalmaya elverişli.
    .الغرف صالحة للاقامة