Examples
  • Büyük ayakkabıları doldurmak. Büyük ayakkabıları doldurmak. Büyük ayakkabıları doldurmak.
    حذاء كبير لأملأ الفراغ
  • Büyük ayakkabıları doldurmak. Büyük ayakkabıları doldurmak.
    حذاء كبير لأملأ الفراغ
  • Sadece zamanımı doldurmak istiyordum.
    انا فقط اردت ان احظي بوقتي كابتن
  • Ama unutmayın doldurmak bedava.
    لكن تذكر، هناك اعادة تعبئة مجانية
  • Yakıt doldurmak için yerdeler.
    هم يَعُودونَ إليهم الأرض تَتزوّدُ بالوقود.
  • - Yakıt doldurmak için yerdeler.
    إنهم خلفنا يعبئون الوقود
  • Yerini doldurmak zor Croft.
    هذة المشقة لتبعية كروفت
  • Tek yapacağımız ceplerimizi doldurmak.
    الشّيء الوحيد المتبقّي هو أن تجعل محافظنا ممتلئة
  • Aslında form doldurmak istiyorum.
    في الحقيقة أود تعبئة استمارة توظيف
  • Kafatasını şekerlemeyle doldurmak isteyenler.
    هؤلاء الذين كانوا يحاولون وضع الحلوى في رأسك