erweitere Treffer

• yolcu (n.)
  راكب {ج رُكَّابٌ}
  mehr ...
• binici (n.)
  راكب {ج رُكَّاب}
  mehr ...
• katmak (v.)
  ركب
  mehr ...
• eklemek (v.)
  ركب
  mehr ...
• toplanmak (v.)
  ركب
  mehr ...
• binmek (v.)
  ركب
  mehr ...
• konvoy (n.)
  ركب
  mehr ...
• hazırlamak (v.)
  ركب
  mehr ...
• oluşturmak (v.)
  ركب
  mehr ...
• karavan (n.)
  ركب
  mehr ...
• kervan (n.)
  ركب
  mehr ...
• bestelemek (v.)
  ركب
  mehr ...
• hazırlanmak (v.)
  ركب
  mehr ...
• terkip etmek
  رَكَّبَ
  mehr ...
• trene binmek
  رَكِبَ {[َ رُكُوب القِط}
  mehr ...

Textbeispiele

• Bazılarının müthiş hayal güçleri var.
  بعضهم مولعين بالخيال المتراكب
• İşte al sana toplama kampı.
  هذه هيئه متراكبه
• Oh, evet, ölüm ışını ya da uzaylı bir bebek gibi.
  ما رأيكِ بهذه المهارات المتراكبة الغريبة؟
• Soğuk ve temiz. Şehrin üzerinde beyaz ve pamuksu bulutlar var.
  بارد وصحو .. هناك سحب بيضاء متراكبة تغطي المدينة
• Birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları yetiştirdik ;
  وأنبتنا النخل طِوالا لها طلع متراكب بعضه فوق بعضٍ .
• Ve birbiri üstüne dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da .
  وأنبتنا النخل طِوالا لها طلع متراكب بعضه فوق بعضٍ .
• Gökten bereketli bir su indirdik , kullara rızık olmak üzere onunla bahçeler , biçilecek taneli ekinler , küme küme tomurcukları olan boylu hurma ağaçları yetiştirdik . O su ile ölü yeri dirilttik .
  وأنبتنا النخل طِوالا لها طلع متراكب بعضه فوق بعضٍ .
• Ve hurma ağaçları ki boy atıp uzar ve meyveleri , birbirine bitişmiş , adeta istiflenmiştir .
  وأنبتنا النخل طِوالا لها طلع متراكب بعضه فوق بعضٍ .
• Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük . Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların .
  وأنبتنا النخل طِوالا لها طلع متراكب بعضه فوق بعضٍ .
• Kullara rızık olması için birbirine girmiş , küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik . Ve o su ile ölü toprağa can verdik .
  وأنبتنا النخل طِوالا لها طلع متراكب بعضه فوق بعضٍ .