نتائج مشتقة

• kabile (n.)
  سبط
  ... المزيد
• aşiret (n.)
  سبط
  ... المزيد
• torun (n.)
  سبط
  ... المزيد
• bol (adj.)
  سبط
  ... المزيد

أمثلة

• Morgan, şu pisliği temizle.
  كفّ عن الاستبطان وتحرّك
• Karşılıklı, bir tür içgözlem.
  استبطان متبادل من نوع ما
• Ruhumu affedilme veya iç hesaplaşma için açığa çıkartmıyorum.
  لا أعترف من أجل .الغفران أو الاستبطان
• Beni sürekli kendimle dövüştürdü. Bütün bu kendini sorgulatma olayı sağlığa zararlı. Sorgulamayı bırak da hareket et.
  ،جعلتني أتحارب مع نفسي طوال الوقت كلّ ذلك الاستبطان كان ضارّاً
• Gerçek şu ki kim olduğumu zaten biliyorum... ...ve kimliğimle dövüşmeyi bıraktım. Yani kendimle dövüşmem bitti, Lila defteri kapandı.
  ،جعلتني أتحارب مع نفسي طوال الوقت كلّ ذلك الاستبطان كان ضارّاً
• Sen Brittany'e evlenme teklifi ederken, bu kadar içgözlemci olduğunu hatırlamıyorum.
  حسناً، لا أتذكر كونك .تتصرف بهذا الاستبطان عندما كنت تطلب (بريتني) للزواج