أمثلة

• Bay Rothstein'i uğraştırmak istemiyorum.
  اكره أن أقوم بإزعاج (سيد (روثستين
• Olivia'yı uğraştırmak istemedim.
  لاوفر العناء على اوليفيا
• Muhtemelen adli tıp olay mahallini belirlerken uğraştırmak için yapılmış.
  غالبا اجراء احترازي للأدلة الجنائية استخدمه لكي يخرب مسرح الجريمة
• Onu sevebilirdim ama beni uğraştırmak için sahtekârlık yapıyor.
  كنت سأستلطفها لولا أنها تزيّف الأمر لتتعبني
• Seni yeni bir davayla uğraştırmak mantıklı gelmedi. Ağır bir cisimle öldürülme. Fena hem de.
  لم يبدُ استدعائكَ لقضيّة جديدة منطقيّاً - قتل بالضرب، أمر شنيع -
• Sence de... ...adamı Lagley'in ana sistemine uğraştırmak hoş bir yarış olmaz mı?
  ألا تعتقد أنه سيجد شبكة (المخابرات المركزية) تحدياً ممتعاً؟
• Bay Rothstein'i uğraştırmak istemiyorum. Ama ben, Bay Rothstein'i uğraştırmayı çok severim.
  أنا أكره أن أُزعج السيد (روستين)؟ - (بينما أنا اُحب أن أُزعج السيد (روستين -
• Evet, bunun sadece bir prosedür olduğunu söyledim, senin uğraştırmak istemedim Gerçek şu ki...
  ".اتبعي حلمك، مهما كانت الظروف" اذا عرف أنه في الجانب الأخر من ذلك هناك امرأة بعمر 34 عاماً ،مع ثلاثة شركاء سكن
• Evet, bunun sadece bir prosedür olduğunu söyledim, senin uğraştırmak istemedim Gerçek şu ki...
  نعم ، أعرف أنني قلت ،بإنه كان إجراء بسيط ،لم أكن أريد إخافتك ...الحقيقة هي