أمثلة
  • Daha fazla açlık çekmek istemiyoruz!
    ! نحن لا نريد الجوع أطول من ذلك
  • Arnavutluk'ta açlık çekmektense, İtalya'da bulaşıkçılık iyidir.
    غسال صحون في إيطاليا أفضل من الجوع في ألبانيا
  • Hepiniz açlık çekmektense ölmeye kararlı mısınız? Kararlıyız.
    جميعنا صممنا على أن نموت ولا نجوع
  • Yükselmek senin alın yazın. Açlık çekmek zorunda kalmamalısın.
    إنك مستدعى إلى أعظم الأمور ويجب أن لايعاني أحدٌ من الجوع
  • Ben bir mucit değilim... ...fakat çorak araziyi sulamak için yeni bir yol da buldum... ...böylece benim krallığımdaki hiç kimse açlık çekmek zorunda olmasın.
    لَستُ مخترعاً لَكنِّي طوّرتُ طريقه ...جديده لسِقاية اليابسةِ لكي لا يكون أحد في مملكتِي جائع ابداً
  • Ben bir mucit değilim... fakat çorak araziyi sulamak için yeni bir yol buldum... böylece benim krallığımdaki hiç kimse açlık çekmek zorunda olmasın.
    حسناً، أنا لست بمخترع لكنني أريد تطوير طريقة جديدة لري الأراضي الجافة حتى لا يكون أي أحد في مملكتي جائعاً
  • Ben bir mucit değilim... ...fakat çorak araziyi sulamak için yeni bir yol da buldum... ...böylece benim krallığımdaki hiç kimse açlık çekmek zorunda olmasın.
    لَستُ مخترعاً لَكنِّي طوّرتُ طريقه ...جديده لسِقاية اليابسةِ لكي لا يكون أحد في مملكتِي جائع ابداً
  • Artık Amerika'nın da acı çekmek ve açlık neymiş, öğrenme vakti geldi.
    الآن، "أمريكا"، يجبُ أن تعرف معنى .الجوع والمعاناة