أمثلة
  • Kaşları ağdalı falan değil yani.
    غـمـقـي حــاجـبـيـكِ أو إفعلي أي شئ
  • "şimdi bunu ağdalı laflarla başarmaya çalışacaklar.
    ولكنهم يحاولون الآن ذلك" .بقوة الإسهاب في الكلام
  • Ağdalı konuşmalarını biraz daha uzatırsın sanmıştım.
    ظننتك ستغني ل(واكس بويتيك) أكثر قليلاً
  • Bunun gibi günler... ...ağdalı sözlerle ucuzlaştırılmayacak kadar nadirdir.
    ...الأيام المماثلة نادرة جدّاً، بحيث يجب ألا نستخف بقيمتها بكلمات معقّدة
  • Bana mektuplar yazardı. öylesine güzel, ağdalı, romantik aşk mektupları.
    هو كَانَ يَكْتبُني مثل هذا المعقّدِ الجميلِ، رسائل غرامية رومانسية:
  • "Tamı tamına doğru ve çok da ağdalı bir dille."
    بدقة و بصياغة أفضل
  • Eminim ki kullandığı ağdalı dilden ötürü bazen zorluk çekiyorsundur.
    مع ذلك أنا متأكد أن الرجل اللاديني يكون في بعض الأحيان مشوش قليلا * layman = لاديني * * يترجمونها بالعادة علماني * * و الترجمة الحرفية للعلماني هي اللاديني * من قبل مفرداته المبهمة أسوف لن تقول ؟
  • Biraz ağdalı bir dili var ama özetle şöyle diyor. ..."Gerçek bir dosta bir armağan."
    ا عتقد الكتابة تقول شئ عن ورد, لكنها مختومة بعبارة
  • Sevdiğim bir işim var... ...eğitebileceğim harika bir öğrenci... ...ve geyiklerin ortasında bir kır evim... ...bir balığım ve ağdalı bir vücudum var.
    لدي عمل أحبه وتلميذة رائعه لكيّ أعلّمها ولديّ كوخ مع غزلان