أمثلة
  • Onu hapsetmek için.
    ليحافظوا عليها
  • Nemi hapsetmek için.
    لحماية شعري من الجفاف طبعاً
  • Onları içeri hapsetmek mi istiyorsun?
    أتريد حبسهم داخلها ؟
  • Demek şeytanı yeniden kutusuna hapsetmek istiyorsunuz?
    إذن , فأنتما تريدان إعادة حشر الشرير بالصندوق ؟
  • FBI beni hapsetmek için üç ay uğraştı.
    كاتي، المباحث الفيدرالية يقضون ثلاثة شهور في محاولة حل قضية واحدة
  • Dahada kötüsü onu hapsetmek için. Neden bahsediosun?
    ربما ليبقيه سجيناً - عن ماذا تتحدث ؟ من ؟ -
  • Bize gelinliğimizi giydirirler... bizi hapsetmek için.
    يكسونا بملابس الفرح ألعروس لكى يسجنوننا
  • Onu hapsetmek zorunda kaldım. İhanet ettiğimi düşündü.
    لذا كان عليّ حبسة فظن أنني خنته
  • FBI beni hapsetmek için üç ay uğraştı.
    لكن الفدراليين يستغرقون أشهرا في حل القضية
  • Biri işkence etmek, biri hapsetmek için.
    واحدة للتعذيب و الآخرى لإحتجازهن